Salih HÜDAVERDİ/ ANKARA, – CUMHURBAŞKANI Erdoğan, ‘Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele’ oturumunda yaptığı konuşmada, “Gazze nüfusunun yüzde 96’sı, diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. Artan saldırılar ve yaklaşan kış mevsimiyle, Gazze halkının şartları günden güne kötüleşiyor. Gazze’de yaşanan insani felaket karşısında bir kez daha derhal ve kalıcı ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brezilya’daki G20 Liderler Zirvesi kapsamında ‘Sosyal Kapsayıcılık ile Açlık ve Yoksullukla Mücadele’ oturumunda bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasında her 10 kişiden birinin açlıkla mücadele ettiği dünyada Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 9 yıl önce kabul edilen ‘2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine’ ulaşma yolundaki gayretlerin henüz beklenen neticeleri veremediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, dünyanın neresinde bir ihtiyaç sahibi varsa imkanları dahilinde yardıma koşmayı görev bilen bir geleneğin temsilcisi olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘komşusu açken tok yatmamayı’ kendisine şiar edinen milletin, 2015’ten bu yana milli gelirinin yaklaşık yüzde 1’ini insani yardımlara ayırarak ‘dünyanın en hamiyetperver ülkeleri’ arasında yer aldığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brezilya Dönem Başkanlığı’nın ‘Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak’ kurma seferberliğini, sadece stratejik bir girişim değil, ahlaki bir sorumluluk olarak da gördüklerini dile getirdi.
‘GAZZE’DE KITLIK RİSKİ ULUSLARARASI SINIFLANDIRMALARA GÖRE ‘FELAKET’ DÜZEYİNE ULAŞMIŞTIR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün bir yandan bu küresel ittifakı kurarken, diğer yandan da Gazze başta olmak üzere Orta Doğu, Afrika ve Asya’daki çatışmalarda hayatları altüst olan sivillerin kaderleriyle baş başa bırakılmaması gerektiğinin altını çizerek şunları kaydetti:
“Özellikle Gazze’de kıtlık riski uluslararası sınıflandırmalara göre ‘felaket’ düzeyine ulaşmıştır. Gazze nüfusunun yüzde 96’sı, diğer bir ifadeyle 2 milyondan fazla insan sağlıklı gıda ve suya erişemiyor. Artan saldırılar ve yaklaşan kış mevsimiyle, Gazze halkının şartları günden güne kötüleşiyor. Türkiye olarak, bölgeye 86 bin tondan fazla yardımda bulunduk, Lübnan’a yardımlarımız ise bin 300 tonu aştı. Gazze’de yaşanan insani felaket karşısında bir kez daha derhal ve kalıcı ateşkesin sağlanması çağrısında bulunuyorum.”
‘SIFIR ATIK PROJESİ’ KÜRESEL DÜZEYDE BİR HAREKET HALİNE GELDİ’
Sosyal devlet vasfının bir gereği olarak yoksullukla mücadelede ve sosyal güvenlik ağını geliştirmede önemli adımlar attıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıyla sosyal güvenlik sistemini baştan sona yeniden dönüştürüp, yoksul kesimi büyük ölçüde koruma altına aldıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dünyanın en kuşatıcı ve kapsayıcı sosyal güvenlik sistemlerinden birine sahip olduğunu vurgulayarak, “Farklı sosyal destek programlarımızla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sahip çıkıyoruz. Hedefimiz, tek bir yoksul insanımızın kalmamasıdır. Bunu sağlayana kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz” açıklamasında bulundu.
Ayrıca çeşitli gıda güvenliği girişimlerinde aktif rol oynamayı insani dış politikanın önemli bir unsuru olarak gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Karadeniz Tahıl Koridoru Girişimi’nin küresel gıda fiyatlarının hızla artmasını önlediğini, kıtlık riskini azaltmaya katkıda bulunduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015 G20 Dönem Başkanlığı sırasında geliştirip onaya sundukları ‘G20 Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Eylem Planı’nın, birçok hükümete çalışmalarında rehberlik ettiğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çevre kirliliğini önlemek ve tasarruf kültürünü yaymak amacıyla başlattığımız ‘Sıfır Atık Projesi’ ise kısa sürede küresel düzeyde bir hareket hâline geldi. 30 Mart günü Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edildi. Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifakı’nı, gıda israfının azaltılmasını ve sıfır atık girişimini öncelikleri arasına dahil etmesi gerektiğine inanıyorum. Sözlerime son verirken, her çocuğun, her gencin ve her yaşlının yeterli ve sağlıklı gıdaya erişebildiği bir dünya için Türkiye’nin iş birliğine her zaman hazır olduğunu vurgulamak istiyorum.”