reklam
reklam
DOLAR 37,9107 % -0.19
EURO 42,7193 % 2.52
STERLIN 49,3487 % 1.27
FRANG 45,9579 % 3.68
ALTIN 3.860,62 % 2,54
BITCOIN 78.677,31 1.633
reklam

İzmir – Yürümekte zorlanan Parkinson hastasına kateterli tedavi

Yayınlanma Tarihi : Google News
İzmir – Yürümekte zorlanan Parkinson hastasına kateterli tedavi
reklam

İZMİR’de yaşayan ve 9 yıl önce Parkinson teşhisi konulan Nihal İmen’e (54), ağızdan verilen ilaçlar yetersiz kalınca ince bağırsağından delik açılarak kateter takıldı. Katater aracılığıyla İmen’in beyninin ihtiyacı olan dopamin hormonu gün boyu kesintisiz verilebilecek. İmen, “Daha önce yanımda refakatçi olmadan dışarı çıkamıyordum. Bir elimde bastonla dengemi sağlamakta, yürümekte zorlanıyordum. Şimdi yurt dışında yaşayan kızımın yanına gitmeyi düşünüyorum” dedi.

İzmir’de yaşayan 3 çocuk annesi Nihal İmen, 9 yıl önce düşme, titreme, kabızlık ve koku alma duyusunun azalması şikayetlerinin ardından Parkinson hastalığı ile tanıştı. Teşhis konulduktan sonra yaşamına daha fazla dikkat ettiğini söyleyen İmen, tüm çabalarına karşın hastalığın ilerlemesini durduramadı. Nihal İmen’e ağızdan aldığı ilaçların yetersiz kalması üzerine, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde dopamin salgılayan katater takıldı. Hastalığa karşı savaş açtığını anlatan İmen, “Kendime yürüyüşte günde 10 bin adım hedefi koymuştum. Kaslarımı korumak için fizik tedaviye başladım. Kendim gidemediğim zaman evde uygulayabileceğim egzersizleri aksatmadım. ‘Uzun süre bu hastalığa direneceğim’, desem de zaman geçtikçe direnme gücüm kalmadı” dedi.

‘DIŞARI ÇIKMAYA CESARET EDEMİYORDUM’

Doktorunun tavsiyesi üzerine vücuduna katater takılmasını kabul ettiğini anlatan İmen, kendini çok iyi hissettiğini belirtip şöyle konuştu:

“Kızım yurt dışında yaşıyor. Ona ‘Bir daha ben gelemem, sen bana geleceksin’ demiştim. Bu tedavi benim vizenin ilk aşaması gibi oldu. Cerrahi işlem bugün yapıldı ama öncesinde denendi ve birçok faydasını gördüm. Son aylarda yalnız başıma evden çıkamıyordum. Alışveriş yapamıyordum. Bir elimde bastonla dengemi sağlamakta, yürümekte zorlanıyordum. Ara ara donmalarım oluyordu. İki saatte bir insan şekilden şekile girer mi? Bir enerjiksin, bir normal tempoda, bir de hiç mecalin yok. Benim hayatım böyleydi. Dışarı çıkmaya cesaret edemiyordum. Bir semtten bir semte yanımda refakatçi olmadan gidemiyordum. Şimdi kızımın yanına gitmeyi düşünüyorum. Çok faydasını göreceğime inanıyorum. Çünkü birkaç gündür bu ilacı kullandım. Deneme yapıldıktan sonra ameliyata girdim.”

‘KIRSALDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR’

Parkinsonun genelde 65 yaş üzerinde, en sık titreme ve yürüme bozukluğuyla başladığını belirten Sağlık Bakanlığı Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Banu Gümüştaş, yaşam kalitesini bozan bir hastalık olduğunu vurguladı. Hafif, orta ve ağır olmak üzere çeşitleri bulunan Parkinsonun gençlerde nadir görüldüğüne dikkat çeken Dr. Gümüştaş, “Bir insanın yürüyemediği, öz bakımını yapamadığı, giysilerini giyemediği, yazı yazamadığı, yemek dahi yiyemediği bir durumdan söz ediyoruz. İlaçlı tedavi gören ya da cerrahi müdahale gerektiren hastalarımız var. Hastalık genetik nedenlerle ortaya çıkabilir. Beyni etkileyen her tür toksik neden etkili olabilir. Tarım ilaçları toksik içerir. Uzun dönem maruziyet bu hastalığa neden olabilir. Kırsal kesimde ve kuyu suyu içenlerde çok fazla Parkinson görülür” dedi.

‘İLACIN BEYNE HIZLI GEÇİŞİNİ SAĞLIYORUZ’

Parkinsonun vücutta dopamin eksikliğinden kaynaklandığını dile getiren Dr. Banu Gümüştaş, dopamin hücrelerinin yüzde 70 oranında ölmesi durumunda Parkinson hastalığının başladığını anlattı. Dr. Gümüştaş, tedavi sırasında eksik maddeyi dışardan verdiklerini belirtip, “Bu madde beyne direk geçemiyor, mideden emilim olmuyor. Bu nedenle ilacın etkisi az oluyor. Biz, yeni uygulanmaya başlanan tedavilerde ince bağırsaktan bu ilacı vererek beyne hızlı geçişini sağlıyoruz. Ağızdan alınan ilaçlar belli bir zaman sonra fayda sağlamıyor. Parkinson vücudun iç kaslarını da tutuyor. Yemek borusunu tutuyor, yutma güçlüğü yapıyor. Bağırsağı tutuyor, kabızlığa neden oluyor. Bir Parkinson hastası bağırsak düğümlenmesinden bile hayatını kaybedebilir” dedi. Dopamin salgılayan portun herhangi bir komplikasyona neden olmayacağını da anlatan Dr. Gümüştaş şöyle devam etti: “Endoskopik yöntemle ince bağırsağın ucuna küçük bir delik açıldı. Hortum ve bir kaset yoluyla 24 saat, dışarıdan dopamin salınımı sağlıyoruz. Bu tedaviyi yapmamız için hastanın demans olmaması lazım. Şuurunun açık olması önemli. Hastamız kateter yeri ve bakımına dikkat edecek. Dozajlama için hemşiremiz eğitim verdi. Makinenin üzerinde saatlik doz var. Kendini kötü hissettiğinde ek doz uygulayabilecek. En önemlisi hijyen. Her hastaya bu işlemi yapamıyoruz. Hastamız da 9 yıl önce teşhis almış, ileri evre Parkinson hastalarımızdan biriydi. Artık ilaçlara yanıt vermiyordu. İnce bağırsaktan bu tedaviyi uyguladık.”

TARIM İLACI KULLANILAN MEYVE SEBZELERE DİKKAT

Nöroloji Uzmanı Dr. Banu Gümüştaş, 11 Nisan Dünya Parkinson günü nedeniyle yaptığı açıklamada Parkinsondan korunmak için vatandaşlara uyarılarda da bulunup, “Yediğimiz gıdalarda çok fazla tarım ilacı kullanılıyor. Elma yerken artık kabuğunu soyarak tüketmeniz gerekiyor. Sebzeleri de düzgün yıkayarak tüketmeliyiz. Yediğimiz, içtiğimiz şeyler toksik. Güzel yıkamalı ve kabuklarını soymalıyız. Bol oksijen almalıyız. Bir Parkinson hastası bol oksijen aldığında yürüyüşü bile değişiyor” dedi.

Haber: Nevra UÇKAÇ – Kamera: Gökhan KILIÇ / İZMİR, DHA)

reklam

YORUM YAP